Sony xPeria Z Ultra Deneyimi

Tarih: 03 Temmuz 2015 Cum 18:57 | Bu yazı 3.253 kez okundu.

Aslında deneyimimin sonuna geldim sayın okuyan. Çünkü bir cihazı kullanırken insana telefonun her özelliği hep hoş gelmiştir. O yüzden bu yazımı da cihazı sattıktan sonra yazmak istedim.

Evet, yaklaşık 1 yıldır Sony’nin dev telefonu Xperia Z Ultra modelini kullanıyordum. Memnundum da. Bir gün eski ev arkadaşım nakite ihtiyacı olduğu için Note 4 cihazını telefonculara ölü fiyattan satacağını söyledi. Ardından benimde aklıma “Xperia Z Ultra ve üstüne para teklifi” geldi. Takas konusu açıldıktan 1 hafta sonra anlaştık ve Xperia Z Ultra+800 lira diyerek ortak bir noktada anlaştık. Şu an elimde Samsung’un çok da eski olmayan amiral gemisi Note 4 bulunuyor anlayacağın. Havam batsın.

Neyse Xperia Z Ultra hakkında biraz bilgi vereyim. Almak isteyen olur veya halen kullanan vardır bilgi edinmiş olur. Teknoloji sitelerindeki gibi özellik kısımlarına pek girmeyeceğim.

Başlıyoruuuzzz…

1) Telefon çok büyük usta. Yani bir tablet boyutunda cihazı sürekli cebinde taşıyorsun, düşünsene? Arkadaşların sorduğunda aslında bu cihazın ne telefon ne de tablet olmadığını, bir phablet olduğunu anlatmaya gayret gösterirken direk şu soruyla karşılaşıyorsun, “phablet ne kanka?”… Eşşeğin tırnağı… Herif tableti, telefonu biliyor ama phableti bilmiyor. İş güç yok gel de buna anlat şimdi phablet neymiş. Hala kızdığım noktalardan biridir aslında bu durum. İnsanlar büyük telefon isterler ama büyük telefon görünce “bu ne lan böyle” diye tepki koyarlar. Bazen öyle derecelere geliyorum ki kendime kızıyorum “neden ben böyle büyük telefon aldım” diye. Kullanması ayrı dert, görene anlatması ayrı dert… Neyse… Devam edelim biz.

2) Cihazın ekranı büyük olduğu için çabuk çizilebiliyor. İnternette hem ön hem de arka tarafı için temperli cam koruyucular bulunuyor. Fiyatı biraz tuzlu olsa da bunlar işimi gördü şükür. Kaç mağaza dolaştım bu telefona uygun ne temperli cam ne de kılıf bulabildim. Hep internetten getirtmek zorunda kaldım. Bir kez de dokunarak alayım, yoook. Ayrıca en basitinden bir silikon kılıf taksan cebe zor giriyor, cepten zor çıkıyor. Temperli cam taktırsan ekran büyük olduğundan mıdır bilinmez çabuk hava alıyor. Haliyle kötü görüntü ortaya çıkıyor. Benim cebimde kaç kez durduk yere temperli camın çatladığını bilirim. Artık cebimde basınca mı uğruyor ne yapıyorsa…

3) Telefonun şarj giriş yeri çok kötü. Belli bir süre sonra yalama olabiliyor. Benim temiz kullanmamdan dolayı olmadı fakat iç taraftaki silikonu koptuğu için dokunduğumda düşüyordu kapağı. Haliyle su almama özelliği de bu sayede gitmişti. Ama buna alternatif hızlı şarj yeri var. Manyetik şarj kablosu ile çok çok daha hızlı şarj edilebiliyor(muş). Ben denemedim. Madem böyle bir özellik var insan cihazın kutusuna bir tane kablo ekler değil mi? Gidip 15-20 liraya kablo almamızı istiyorlar. Ucuz bir şey de değil.

4) Bir telefon hiç soyulmaz mı? Cihazı yapan kişiler aslında mükemmel tasarım ortaya koymuşlar. Samsung telefonlarda belli süre sonra hep soyulmalar veya dökülmeler olan telefon çok görmüşsündür. Ama bu cihazlarda öyle bir dert yok. Ya çatlayacak, ya kırılacak ya da hiç bir şey olmayacak. Tebrik ediyorum valla süper düşünülmüş bu durum.

5) Cihazı 1 yıl önce almama rağmen özellik olarak da güncelleme olarak da günümüzdeki durumdan hiç geri kalmış değil. Özelliklerine bakarsan çoğu özelliğinin iPhone 6 Plus ile aynı olduğunu göreceksin. Fiyatı ise 1/3 şeklinde. Çok abes karşıladığım bir durum. Özelliğin öneminin kalmaması ve markanın değerinin ortaya çıkışı tam da buna deniyor işte. Apple gerçek bir marka pazarlayıcısı…

6) Eskiden kullandığım telefon zaman geçtikçe yavaşlar veya benim kontrolüm dışında çalışmaya başlardı. Kendi kendine bir boklar olurdu telefona. Fakat günümüzdeki cihazlarda böyle mi bilmiyorum ama Xperia Z Ultra’da böyle bir sorun kesinlikle yaşanmıyor. Cihaz aldığım günkü hızda yoluna devam etti. Sayısız oyun ve uygulama yüklüyken bile…

7) Kamera için yapılmamış olduğu çok çok belli Xperia Z Ultra’nın. 8 megapixel osuruktan bir kamerası var. Bu kameranın kötü görüntüsünü retrica kullanmak bile kurtarmıyor. Flashı yok. Haliyle gece çekimini unutuyorsun. Ön kamerayı söylemiyorum bile.

8) Cihazın devasa ekranına temperli cam taktıktan sonra kesme tahtası olarak kullanabiliyorsunuz. Mutfaktaki kesme tahtanız kirliyse veya yoksa dediğim yöntemi tercih edin.

9) Eğer bir telefon üzerinden oldukça rahat internete girmek istiyorsan veya oyun oynamak istiyorsan bu telefon paha biçilemez. Yanımda arkadaşlarım internete girdiğinde büyüteç yardımıyla yazıları büyütmeye çalışırken bende tam ekran net bir şekilde yazı görünebiliyor. Veya okey vb. tarzı oyuna girdiğimizde onlar uğraşıp dururken sen büyük ekranda sorunsuz bir keyif çıkartıyorsun.

10) Sonuncu maddemiz. Cihazın bataryası çıkmıyor sayın okuyan. Ekranı büyük olduğu için şarjı da çabuk bitiyor. Normal bir insan büyük ekran koymuşlarsa bataryasını da ona göre ayarlamışlar der ama bu cihazda öyle değil. Benim şarjımın 3 gün gittiğini hiç hatırlamıyorum ben. Genelde her gece şarja takardım telefonu. Eğer hiç uğraşmamış isem 2 gün gittiği oluyordu. Hiç değilse ilerleyen dönemde batarya biterse değiştirme şansım olsun diyorsun ama o da yok. Bataryası çıkmayan telefon almayacaksın arkadaş.

Cihaz acısıyla, tatlısıyla bu şekildeydi. 1 yılda bu cihazın bana gösterdikleri bunlar. Bilmiyorum sana nasıl gelecek ama gün gelir de cihazı kullandıktan sonra yolun yine bu konuya düşerse bir yorumunu alırım.

Sağlıcakla bree…