Sevgili Tripleri #Vol-1#
Haklı olduğum konularda trip atmakta üstüme yoktur. Ama bu tribi atarken karşınızdaki sevdiğiniz ise ve üzülüyorsa, haklılığınızın hiçbir önemi kalmıyor sizin için.. “Kızlar neden trip atar?” sorusuna hayatımda hiç cevap veremedim, bundan sonrada veremem sanırım. Ah bu kız milleti yok mu! Ortada tartışılacak konu yokken en basit konuyu bile, en önemli konu haline getirmeyi nasıl başarabiliyorlar anlayamıyorum.
Sevgilim ile her tartışmamızda, ona o kadar içten yazıyorum ki, 2 saniye sonrasında yazdıklarımı hatırlamaz halde oluyorum. Çünkü hatırlamak için aklımı kullanıyorum. Oysa ki yazdıklarım aklıma uğramıyor bile, içten geldiği gibi yazıyorum, belki de bu yüzden kaybediyorum. Halbuki ne kadar da iddaalı başlıyorum her konuşmamıza, kendimi tam olarak ifade etmeye. Ama bak gene aynısı oluyor işte, sen kazanıyorsun.
Aslında yarattığımız her tartışma, zevkli ve bir o kadar da tatlı hale geliyor senin sayende… Ama sen, abartma sanatını çok iyi kullanıyorsun, edebiyat hocan kimse artık! Onca zorluğun üstesinden gelmişken, sürekli aramızın böyle basit konularla bozulmasına anlam verememekle birlikte, bazen hatayı kendimde de arıyorum. İşte o zaman tenhada kendimi sikesim geliyor! İçimden “madem basit konu, sen neden uzatıyorsun amına koyim hııı!” demek geçiyor sürekli…
Hani şu küstükten 2 saat sonra; “özür diliyorum aşkım, bir daha böyle konulardan dolayı tartışmayalım.” diyoruz da ardından yine aynı şeyi yapıyoruz ya? Hani her tartışmadan sonra gurur yapıp, mesaj atmıyoruz ya? Hah işte, o gururu sikmek gerek.
Dipnot: Bu yazım, biraz argolu ve ağır oldu biliyorum. Ama sevgim bu kadar büyük işte, her yürek taşıyamaz. Tek yürek taşır, o da kendini biliyor zaten dicem ama, “abartma sanatını bilen sevgilin gibi edebiyat yapma amına koyim!” diyeceksiniz. O yüzden yazıma son veriyorum yavaş yavaş…
Saat, gecenin 4’ü olmuş ve ben yine uyumadım. Yatmaya gidiyorum, yine sızıp kalıcam herhalde.
Hadi sizde dağılın, kavga yokmuş. Aşk sarhoşunun teki biraz saçmalamış sadece…